Tuna, bir odada gözlerini tavana dikerek dinleneceği günün hayalini kurardı hep... Şansa bakın! İsteği masallardaki gibi şıppadak gerçek olmaz mı! Tuna’nın başına ne mi geldi? Az bilinen, nerdeyse on binde bir rastlanan bir şey! Tuna, ilaçların yan etkisi denemeleri için kobay olmadı. Uzay kampındaki uzun süreli uzay görevinin, astronotlarda yaratacağı psikolojik etkileri araştıran gruba denek olarak da girmedi. Hepsinden farklı, bambaşka bir şey geldi başına. İlk iki gün yalnızlık çekmedi ve birileriyle konuşmaya ihtiyaç bile duymadı. Ama sonra... Bir değil, birçok gün yalnız kalacağı fikrine alışması zordu. Neyse ki teyzesinin kartondan yaptığı bir teleskop, Tuna’nın odasındaki pencereyi kocaman bir dünyaya açtı. Tuna'nın gördüğü, yüzlerinde rengârenk anahtar desenleri olan bir peron dolusu insandı ve o yüzlerdeki anahtarları sayıyordu... Usta yazar Sevim Ak, çocuk edebiyatı alanındaki 30 yılı aşkın deneyimi ve özgün anlatımıyla bu romanında, tüm okurlarını anahtar deliğinden içeri davet ediyor. (Tanıtım Bülteninden) Resimleyen: Sibel Demirtaş Editör: Sima Özkan Kapak Tasarımı: Hüseyin Özkan Kitap Adı: Anahtar Öyküler Yazar: Sevim Ak Yayınevi: Fom Kitap Hamur Tipi: 2. Hamur Sayfa Sayısı: 72 Ebat: 12,5 x 19,5 İlk Baskı Yılı: 2018 Baskı Sayısı: 1. Basım Barkod: 9786059166652
FOM Kitap, çağdaş Türk ve dünya edebiyatından çocuklar ve gençler için kaleme alınmış çocuk kitapları yayınlar. Yazarlar ile çocukları bir araya getiren organizasyonlar düzenler.
Tüm Fom Kitap Kitaplarını ListeleÖğretmen bir anne-babanın çocuğu olan Sevim Ak, Samsun’da, çıkmaz bir sokakta büyüdü. Çocukluğunun geçtiği sokak, Ak’ın yazınında en ilham verici kaynaklardan biri… İnşaat işçilerinden bankacılara farklı kesimlerden insanların yaşadığı sokakta; cinsiyet, sosyal statü, dini inanç, kültürel ayrılıklar sorun yaratmıyordu. Ekonomik durumu iyi olan aileler çocuklarını okula gönderemeyecek durumdaki ailelere destek çıkıyorlardı.
Sevim Ak’ın, bu sokakta, günlük yaşamın küçük, karmaşık ayrıntılarını, değişik insan portrelerini, yaşam tarzlarını gözlemlemek için bol zamanı oldu. O yıllarda babasının ona matematik problemlerini çözmek için aldığı sarı sayfalı defter, günlük olayları kaydettiği not defterine dönüştü. İlk öykülerini bu deftere yazdı. İlköğretim ve ortaöğretim hayatı boyunca çalışkan bir öğrenci olan Sevim Ak’a öğretmenleri ve ailesi fen bilimleri okumasını önerdiğinde lisede kimya mühendisliği okumaya karar verdi. Ailesi her dönemde akademik başarısını desteklese de babası, kişiliğinin yaratıcı yanlarını geliştirmesini ve sadece çalışkan bir öğrenci olmamasını telkin etti. Küçük yaşta kitaplarla tanışan Ak, edebiyat sevgisinden hiç vazgeçmedi.
Yıldız Üniversitesi Kimya mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra, ikinci dal olarak biyokimya uzmanlık eğitimi gördü. Çocuklar için yazdığı öyküleri uzun süre kimseyle paylaşmadı. Ak’ın ilk küçük öyküsü Cumhuriyet gazetesinin Pazar ekinde yayınlandıktan sonra, pek çok çocuk dergisinde de öyküleri yer aldı. 1987’de yazdığı çocukluğunun geçtiği mahalleye benzer bir ortamda çocuklar arasında geçen öyküler, Redhouse Yayınları’nca “Uçurtmam Bulut Şimdi” adıyla yayımlandı. Bu kitapla Akademi Kitabevi “Çocuk Edebiyatı Öykü Ödülü”nü kazanması Ak’ı yazmaya cesaretlendirdi. TRT’nin çocuk programları için senaryolar ve öyküler kaleme aldı. Eserleri bu dönemde Türkiye dışında da beğeni kazandı. Bazı öyküleri Yugoslavya’daki çocuk dergilerinde de yayınlandı. Kısa hikâyesi “Benim Adım Titi”, Balkan Çocuk Yazarları Seçkisi’ne(Tegime) eklendi ve Arnavutluk’ta yayımlandı. Sevim Ak’ın ilgi uyandıran bir başka çalışma alanı ise tiyatro oldu. Oyunlarından “Düşlere Sobe” İstanbul Şehir Tiyatroları tarafından oynandı. “Güneşin Çocukları” adlı kitabı okuma tiyatrosuna uyarlandı.
Çocukların yaratıcı gelişim ve eğitim amaçlı projelerinde Sevim Ak, önemli bir rol oynamıştır. Kitaplarının ruhu tedavi edici özelliği, temel öğretim araçlarında da kullanıldı. 17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan Marmara Depremi’nin ardından Tel Aviv Belediyesi Ruh Sağlığı Merkezi ve Marmara Üniversitesi Vakfı işbirliğiyle yürütülen Marmara Depremi Psikososyal Rehabilitasyon Projesi, yazarın çocuk korkularıyla ve travmalarıyla ilgili 13 öyküsünden yola çıkılarak başlatıldı.
İLKYAR(İlköğretim Okullarına Yardım Vakfı)’ın başlatmış olduğu “Gezici Deneyler Projesi” ile 140 yatılı bölge okuluna ve 30 köy okuluna gitti. Ziyaret ettiği okullarda öykü okuma ve yazma çalışmaları yaptı. Çocuklardan kendi hayat hikâyelerinin yanında, kendi dillerinden masallar anlatmalarını önemsedi
Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde çocuklarla gerçekleştirdiği yaratıcı okuma ve öykü yazma çalışmalarının sonuçları Fransa’da Lignes D’ecritures’in çeşitli sayılarında yayımlandı. Sonrasında Yatılı İlköğretim Bölge Okullarına yolculuklarını “Güneşin Çocukları” adıyla kitaplaştırdı.
“Vanilya Kokulu Mektuplar”, “Puf, Pufpuf, Cuf, Cufcuf ve Cino” kitapları Koreceye çevrildi ve Güney Kore’de yayınlandı.
“Toto ve Şemsiyesi”, “Uçurtmam Bulut Şimdi”, “Babamın Gözleri Kedi Gözleri” ve “Penguenler Flüt Çalamaz” isimli kitapları Almancaya tercüme edildi.
Huban Korman tarafından resimlenen “Kırık Şemsiye” isimli kitabı, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği tarafından verilen “Resimli Kitap Ödülü”nü kazandı.
Sevim Ak’ın incelikli bir bakış açısıyla “geri dönüşüm”ün önemini vurguladığı Puldan Taştan Lahanadan adlı kitabı, Hollandacaya “Köstebek ve Yaşayan Şeyler” adıyla çevrildi.
Dünya çocuk edebiyatının Nobel’i sayılan Andersen Ödülü’nün de 2012 yılı adaylarından biri olan Sevim Ak’ın “Horoz Adam ve Korsan” adlı kitabı, IBBY’ın(International Board on Books for Young People) iki yılda bir hazırladığı Outstanding Books for Disabled Young People (Engelli Gençler için Göze Çarpan Kitaplar) kataloguna seçildi.
Sevim Ak’ın öykülerinde hüzün ve sevinçlerle, sürpriz zıtlıklarla çocuğun dikkati daima canlı tutulur. Dolayısıyla Ak’ın karakteristik özelliği; çocuk için yaşam ve ölüm gibi zıtlıkları şaşırtıcı bir doğallıkla dönüştürüp gerçekliği, hayalleri, hayatın ilk heyecanlarını, düş kırıklıklarını ve daha pek çok şeyi harmanlaması ve yetişkinlerin algılarından başka, sihirli bir dünya yaratabilmesidir. İlgi çekici bir başka yanı ise ucu açık bırakılan öykülerin çocuk okuyucuları yeniden yaratmaya ve birlikte hayal kurmaya davet etmesidir. Yazar, son romanlarında hafif ve esprili üslubuyla ölüm nedeniyle dağılan aileler, boşanmanın çocuklardaki etkisi, yetimhane yaşamı, takıntılı ruh halleri, engellilik, doğadan uzaklaşan ve teknolojileşen çocukluk, kaybolma gibi konuları yazmıştır.