Anya Yayın

Hiç tanımadığım dedem galiba ilk kutuları yapmış matbaasında, hikâyeler şiirler yazmış kendini tanıtmadan. Saklı yazar olarak kalmayı tercih etmiş, matbaacı olarak görünür olmuş. Babam babasından aldığı yaratım gücünü küçük ambalaj kutuları tasarlamak için kullanmış, kitapları ciltlemiş matbaasında. Burnumda kâğıdın, mürekkebin kokusu, kulağımda baskı makinesinin sesi ile büyüdüm. Mürekkebin kâğıtla ve baskı makinesinin o düzenli sesi ile birleşirken gerçekleşen mucizeye tanık oldum, kâğıdın nasıl anlam kazandığını heyecanla izledim. Belki de bu yüzden kitaba dokunarak hissetmeyi, her sayfasında kaybolup yolumu yeniden bulmayı çok sevdim.

Bu mucizeye benim de katkım olsun istedim ANYA YAYIN’I kurdum.

Şimdi;

Alın elinize baskıdan henüz çıkmış kitabı, sayfalarını şöyle bir havalandırın. Kâğıdın, mürekkebin kokusu gelirken burnunuza kapatın gözlerinizi. Sözcüklerin hikâyeye dönüşmesine, çizimine, tasarımına, kâğıdın mürekkeple birleşerek kitaba dönüşmesine tanık olun. Açın gözlerinizi okumaya başlayın, girin hikâyenin içine kaybolsanız da endişelenmeyin sabredin, okumaya devam edin kendi yolunuzu bulacağınızdan emin gezinin o yerlerde tadını çıkarın.

İyi seyirler keyifli okumalar.