Küçük, tozlu bir köyün kenarında kocaman bir bağ varmış. Bu bağ çok bakımlıymış ve içinde çeşit çeşit meyve ağaçları bulunuyormuş. Bağ o kadar büyükmüş ve içinde o kadar çok ağaç varmış ki, bir ucundan bakıldığında öteki ucu görünmüyormuş, dürbünle bakılsa bile görmek olanaksızmış. Bu bağda yan yana iki şeftali ağacı varmış, biri ötekinden daha genç ve daha ufakmış. Büyük ağaç her yıl güzel, iri, pembe şeftaliler verirmiş. Bu meyveler öyle güzelmişler ki insan yemeye kıyamazmış onları. Öbür, küçük ağaçta her yıl bin tane çiçek açarmış ama bir tek şeftali bile yetişmezmiş. Talihsiz bir ağaçmış bu, ya çiçekleri dökülürmüş, ya da şeftaliler daha hamken kuruyup dallardan yere düşermiş. Bahçıvan küçük ağacında meyve vermesi için elinden geleni yapmış ama değişen bir şey olmamış. Sonra bir gün...
Sia Kitap yayıncılık sektöründe pek çok başarılı projeye imza atmış 3 arkadaşın güçlerini, tecrübe ve birikimlerini birleştirmesiyle 8.8.2019 tarihinde kuruldu. Türkiye’nin önde gelen gazeteci, yazar, şair, çevirmen ve sanatçılarının katkılarıyla da renklendi ve okur karşısına çıkmaya hazırlandı. Pek çok iş ortağının da desteğini alan Sia Kitap sektöre farklı bir renk getirme iddiasını taşıyor.
Edebiyat, araştırma-inceleme, siyaset, anı-biyografi, tarih ve benzeri alanlarda okura nitelikli kitaplar ulaştırmayı amaçlamanın yanı sıra geleceğin yetişkin okurları olan çocuklarımıza da alanında uzman ve yetenekli yazarların eserlerini sunmayı hedefliyor.
“Asıl olan edebiyattır” sloganıyla hareket eden Sia Kitap, geçmişin edebi mirasının en iyi örneklerini yayımlayacağı gibi geleceğe karşı sorumluluğunun da farkında olan bir çizgi izleyecek. Bunun yanında yetenekli yeni yazarları keşfetmeyi ve onların ilk kitaplarını okurla buluşturmayı hedefliyor.
Osmanlıcada “bolluk, bereket ve açıklık” demek olan SİA kelimesi, bir Afrika kabilesinin dilinde “Tanrının lütfu” anlamına geliyor. Mısır mitolojisine göre ise “düşüncenin ete kemiğe bürünmesi” ya da “bilgeliğin yüceltilmesi”ni temsil eden tanrıçadır. Bizim amacımızsa Sia Kitap’ın “düşüncenin kitaba dönüştüğü yer” olmasıdır.
Samed Behrengi 1939 yılında Azerbaycan Tebriz’de doğmuştur. Aslen İranlı olan yazar çocuk hikayeleri ve masal derleyicisidir.
Öğretmen okulunda okuduktan sonra birçok köy okulunda öğretmenlik yapmıştır.
Öğretmenlik yaptığı yıllarda İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü gece derslerini aldı. Azerbaycanlı köylü çocuklara rehberlik hizmetleri sundu ve onlar için masallar yazdı.
Azerbaycan halk edebiyatını inceledi. Dilden dile dolaşan öyküleri derleyerek Azeri Türkçesi ve Farsça olarak yeniden kaleme aldı.
Azerbaycan’ın halk folkloru üzerinde ilgi ile durdu. İran’ın eğitim sistemini tespit etti ve çözüm yolları üretti. İran, Fars ve Azerbaycan kültürü üzerinde incelemeler yaptı.
Masalları derledi bunun yanında çocuk öyküleri yazdı. Çocuk öyküleri olarak görülen bu eserler bazı kesimlerce öğüt dolu, adaleti ve eşitliği sorgulayan eserlerdi.
Zamanın Şah yönetimine karşıydı. Bunun için hikâye ve masallar yazarak başkaldırdı. İdealist bir öğretmen olan Samed Bahrengi eleştirilerin odağında kaldı.
Eserleri onlarca dile çevrilmiştir. Dönemin ünlü dergi ve gazetelerinde çıkan yazılarında birçok takma isim kullandı.Adine isimli haftalık bir gazete çıkardı ve dönemin baskıcı işleyişi yüzünden varlığını sürdüremedi.
Samed Bahrengi 1968 yılında daha 29 yaşında iken Aras nehrinde yüzerken bir kaza sonucu yaşamını yitirdi.
Bazı söylentilere göre Samed Behrengi cesur açıklamaları yüzünden Şah yönetiminin gizli polis örgütü tarafından suikasta kurban gitmiştir.