Listeme Ekle

Tek Kuyu

Yeryüzündeki Suyun Öyküsü Renkli

ISBN: 9789750506949

Ürün Tanıtımı Bir an için dünya üzerindeki bütün suların yalnızca tek bir kuyudan çıktığını düşleyin. Bu, aslında sandığınız kadar acayip değil. Yeryüzündeki bütün sular birbirine bağlıdır, yani gerçekte suyumuzu çektiğimiz yalnızca bir tek su kaynağı var. Bu kaynağın adı da küresel kuyu. Bütün canlılar Dünya’nın Tek Kuyusuna muhtaç. O olmadan yaşamın devam etmesi mümkün değil. Ama artan nüfusumuz ve isteklerimiz yüzünden kuyudaki su tehdit altında. Peki, onu korumak için neler yapabiliriz? Tek Kuyu dünya üzerindeki suyun şaşırtıcı ve öğretici öyküsünü anlatırken bu önemli soruyu da yanıtlıyor. Şunları biliyor muydunuz: Su olmadan hiçbir şey ve hiç kimse yaşayamaz. Dünya üzerindeki suyun miktarı milyarlarca yıldır hep aynı. Yaşamınız boyunca yaklaşık bir yüzme havuzu dolusu su içeceksiniz. Dünya nüfusunun neredeyse beşte biri yeterli suya ulaşamıyor. Su, her şeyi değiştirecek güçtedir. Bir damlacık su, bir tohumu filizlendirebilir, susuzluğu giderir, canlılara yaşam alanı sağlar, enerji üretebilir ve yaşamı sürdürür. Kuyudaki suyla ne yaptığımız, gezegendeki her canlı türünü etkileyecektir; hem şimdi hem de ileriki yıllarda. Tek Kuyu baştan başa resimlerle dolu ve tam zamanında yazılmış bir kitap. Bu kitabın sizi eyleme çağırması, aslında her birimizde küresel kuyumuzu koruyacak ve kollayacak gücün var olduğunu gösteriyor.

İletişim Yayıncılık

İletişim Yayınları’nın kuruluşu, 12 Eylül 1980 askerî darbesi ile oluşan rejimin son demlerinde gerçekleşti. Seçimler yaklaşıyordu. Yönetim, eskileri kapatılıp yenileri kurulmuş bulunan partilerden icazetli olanları vasıtasıyla, “sivillere” devredilecekti. Yayınevi’ni kurmaya girişenler, bu “sivilleşme” ve “demokratikleşme” şeklinin pek derde deva olmadığını düşünenlerdendi. Askerî yönetimin, siyaseti topluma çok gören, bu ülke halkını reşit saymayan tavrının ve bu tavrın meşruiyet kazanabilmesinin, derin ve ciddi bir sorunu işaret ettiği fikrindeydiler. Kurumlaşmış, zihniyet yapılarına kazınmış bir sorundu bu. Ki zaten İletişim Yayınları projesini başlatanlar, 12 Eylül 1980 öncesinde de “Türkiye’nin düzeni” ile sorunu olmuş, radikal bir toplumsal dönüşüm için, özgürlükçü bir sosyalizm arayışı için bulundukları ortamlarda faaliyet göstermiş, kafa yormuş, yazı yazmış, yayıncılık yapmış insanlardı.

Kurumlaşmış, etkili, yaygın, popüler bir yayıncılık faaliyeti yoluyla, 12 Eylül rejimi koşullarında vahimleşen bu temel demokratikleşme sorununun üzerine varma kaygısıyla kuruldu İletişim. Toplumun her alanındaki özgürleşme saiklerinin, özerk hareket ve düşünme yeteneklerinin teşvik edilmesi hedefleniyordu; ve bunun “öğretici” olmayan, konuşmaktan çok konuşturan bir tutumla yapılması hedefleniyordu.

“Yayınevi’ni kuranlar”dan söz ettik… ama belirtmeden olmaz: Bu “projenin” adını koyan, Murat Belge’ydi.
Öte yandan İletişim, başından itibaren, “kooperatif” bir girişim olarak yol aldı. Bir “sahip” yoktu. Yayınevinin sahibi, bu projeye angaje olanların ortak kuruluydu.

Kuruluştaki saikler, İletişim Yayınları’nı gazetecilik ağırlıklı bir faaliyete itti. İlk İletişim ürünü olan İMBA Ekonomi Bülteni, amatör heyecanla yürüyen bir gazetecilik stajı gibiydi! Stajın hedefi, bir haftalık dergi idi: Popüler bir sol haber dergisi. O dergi, YeniGündem adıyla, 1984 Mayıs’ında önce 15 günlük olarak çıkmaya başladı; 1986 Mart’ında haftalığa döndü ve 1988 Ocak başına dek yayınına devam etti.

YeniGündem, haftalık dergilerin siyasî gündemde hayli etkili olduğu o dönemde, emsalleri arasında en çok satan dergi değildi. Fakat prestijli, önemsenen, hevesle takip edilen bir dergiydi. Her hafta YeniGündem alan 10 ilâ 15 bin insan, kapandıktan sonra çok özlediler bu dergiyi - bazıları hâlâ özlediğini söylüyor! YeniGündem’in bir “kadro okulu” işlevi gördüğünü de söyleyebiliriz rahatlıkla. Bugün Türkiye’de medya ve yayıncılık alanında farklı yetenekleriyle öne çıkan, farklı yönlerde konumlanmış çok insan var, YeniGündem’in mutfağında yetişmiş ya da orada olgunlaşmış.
İletişim’in 1984-1988 dönemine, YeniGündem “amiral gemisi” olmak üzere, süreli yayınlar damgasını vurdu. 1984 yılında on sayı çıkan aylık popüler-sol gençlik dergisi Gençlik ve Toplum, aynı yıl yayına başlayıp 1985’e kadar yayımlanan aylık sinema kültürü dergisi Videosinema, 1983’ten beri yayını devam eden ve 20. yılını tamamlayan, bundan sonra da 6 aylık bir dergi olarak yeni bir formatta hayat bulacak olan Tarih ve Toplum… Daha geç bir dönemde denenen çok kısa ömürlü haftalık mizah dergisi Nankör’ü (1991) de ekleyebiliriz bunlara.

Bu dergiler filosu, İletişim’in kuruluşunda önüne koyduğu etkili, yaygın, popüler yayıncılık hedefine uygundu. Fakat “yan tesirleri” de vardı bu yayılmanın: Bu pahalı bir işti, özellikle haftalık haber dergiciliği çok pahalı bir işti. Yayınevi’nin bu “paha”yı taşıyarak kendi ayakları üzerinde durması, özerkliğini koruması, hatta giderek varlığını sürdürmesi güçleşiyordu.

1988 başında YeniGündem’in kapanmasının, İletişim’in tarihindeki en önemli dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz. 1988/89’da yönetim ve iş örgütlenmesini yeniden düzenleyen Yayınevi, daha ‘oturaklı’, daha uzun soluklu, daha kalıcı olmasını hedeflediği bir yayın faaliyetine yöneldi. Yani, ansiklopedik eserlere ve esas olarak kitaplara…

Tüm İletişim Yayıncılık Kitaplarını Listele

Yeryüzündeki Suyun Öyküsü Renkli

Yeryüzündeki Suyun Öyküsü Renkli

Tüm Yeryüzündeki Suyun Öyküsü Renkli Kitaplarını Listele

Tek Kuyu

Kullanıcılarımızdan Gelen Yorumlar
Yayınevinden çeşitli kitaplar (Tüm Kitapları - Satıştaki Kitapları)