Çok kişiye gezmeyi, daha çok gezmeyi tavsiye etmişimdir. Önce yaşadığın kenti, doğup büyüdüğün coğrafyayı, ülkeyi, ardından bize emanet edilen ancak ihanet edip yok etmeye başladığımız bu muhteşem gezegeni gezmek… Tabii ki bizlerden önce bırakılan izleri sürerek, okuyarak, araştırarak gezmek. Hatta bir iz bırakacak kadar derinlemesine gezmek. Doğasından, insan yüzlerine nakşolmuş kültürleri tanıyarak, belgeleyerek gezmek. Bu görkemli yaşamı bir misyon gibi gören insanların sayısı az. Bunlardan biri de Seymen Bozaslan. Bu kitabıyla gezginlerin dünyasına en güzel izlerden birini bıraktı. Ölmeden önce mutlaka görmeniz gereken yerlere yeni duraklar ekleyen Seymen Bozaslan’a “Ellerine sağlık,” demek düşüyor bana. Coşkun Aral Savaş Fotoğrafçısı, Gazeteci, Gezgin, Belgesel Yapımcısı Seymen Bozaslan’ın fotoğraflarındaki rüzgâra kanat açarak hayal dünyasında harika bir gezinti yaptıktan sonra, iniş takımı olan kalemle kâğıttan bir piste ulaşmak, içimde yazmak duygusunun uyanması ne güzel!... İlham veren fotoğraflar bunlar, sözcükler çağıran… Sunay Akın Şair, Yazar, Araştırmacı Seymen Bozaslan çok iyi bir gezgin. Türkiye’nin güzelliklerini o kadar farklı açılardan yansıtıyor ki “Burayı şimdiye kadar neden görmedim?” sorusunu sayısız kişiye sordurduğuna eminim. Birbirine benzeyen, hatta taklit içeriklerin deryaya dönüştüğü sosyal medya ortamında, özgün olma çabası ve yeninin peşine düşme heyecanı takdiri hak ediyor. Seksen bir ile ayak basarak hazırladığı bu kitabın, onun için önemli bir adım, okurlar için önemli bir kaynak olduğuna inanıyorum. Ülkemizin hazineleri arasında rengârenk bir yolculuk sunan bu güzel çalışmadaki her sayfanın, yeni keşiflere kapı açması dileğiyle… Saffet Emre Tonguç Tarihçi, Yazar, Profesyonel Rehber (Tanıtım Bülteninden) Kitap Adı: Ölmeden Önce Türkiye'de Görülmesi Gereken Yerler - 81 Şehirde 270 Destinasyon Yazar: Seymen Bozaslan Yayınevi: Altın Kitaplar Hamur Tipi: Mat Kuşe Sayfa Sayısı: 336 Ebat: 21 x 25,5 İlk Baskı Yılı: 2021 Baskı Sayısı: 1. Basım Dil: Türkçe Barkod: 9789752126480
Kurumsal Türkiye yayıncılık tarihinin önemli kilometre taşlarından biri olan Altın Kitaplar Yayınevi, 59 yıldır yayın hayatına kesintisiz devam ediyor.
Küçük bir aile şirketinden büyük bir yayınevine dönüşürken, yürüdüğü yolun ne kadar engebeli olduğunun bilincinde, yayın hayatına ilk olarak dünya klasiklerini yayımlayarak başladı.
O dönemde atılan bu ilk adım, bilinçli bir yayın politikasının sonucuydu. Evet, best-seller yazarlar, polisiye ve macera kitapları, aşk romanları Türk okurunun az da olsa bildiği, ama yabancı kitaplardan pek tanımadığı bir alandı.
Çocuk edebiyatı da üzerinde durulması gereken bir başka konuydu. Yerli çocuk kitaplarının yanında, iyi çevirilerle ortaya konabilecek Dünya Çocuk Edebiyatı vardı. Yurtdışından alınan orijinal eserler, tıpkı-best seller kitaplar gibi, dönemin en başarılı çevirmenleriyle çalışılarak yayınevinin ürün yelpazesine eklendi.
Ancak çeviri eser yayınlamak, oldukça riskli bir işti. Başka bir dilde basılmış bir eseri kendi dilinizde yazılmış gibi hazırlamak... İşte burda asıl zorluk başlıyordu.
Altın Kitaplar bunun da çözümünü bulmuştu alanında uzman, yetkin bir editoryal kadro bu sorunu çözebilirdi, ama çok dikkatli olmak ve çok çalışmak gerekiyordu. Yıllar ilerliyor, Agatha Christie, Barbara Cartland, Harold Robins, Isaac Asimov, Arthur Hailey, Mario Simmell, Robert Ludlum, Clive Cussler, Stephen King gibi isimler Altın Kitaplar'ın yazar listesine katılıyordu. Bu satırları okuyan pek çok yetişkin ve belki de birçok çocuk, Altın Kitaplar'ın şömiz cilt kapaklı Dünya Çocuk Klasikleri'ni, Dünya Klasikleri'ni, Nobel Dizisini kütüphanesinde gördü ya da alıp okudu. Bu, köklü bir yayınevi olmanın belirgin ayak izleriydi.
Zaman akıp giderken Altın Kitaplar okul kitaplarında ve yardımcı kitaplarda da atılım yapma gereği duydu, çünkü çocukların bilinçli ellerden çıkmış okul kitaplarına -ki bunun için üniversitelerde bölüm kurucuları olmuş, duayen sayılabilecek profesörlerle çalışılması gerekiyordu- sözlüklere, atlaslara ve yardımcı kitaplara ihtiyaçları vardı. Altın Kitaplar bu alanda da üzerine düşeni yaptı. Ancak çığ gibi büyüyen okur kitlesi ve gitgide genişleyen ürün yelpazesinde bir açık vardı ticari hiçbir kaygı güdülmeden büyük bir yayınevi olmanın getirdiği bir görev bilinciyle edebiyat ve felsefe serileri hazırlamak. İşte bu gerçekten yürek ferahlatan bir çalışmaydı.
Günü yakalamak için yeni ve başarılı bir editöryal kadroyla, yeni çağın çocuk ve gençlerini anlamak için de özgün yazarlarla çalışmak gerekiyordu. Hele Gençlik Edebiyatı, Türkiye'de o güne dek üzerinde hiç durulmamış bir konuydu. Riskler almalı, ama ne olursa olsun zoru başarmalıydı. Altın Kitaplar bu alanda da bir ilke imza atıp, şimdi pek çok gencin ve yetişkinin yakından tanıdığı, gençlik yazarlarını okurlarla buluşturdu. Çocuklarıysa, Türkiye'nin en sevilen yerli çocuk yazarlarıyla tanıştırdı. Şimdilerde ise Altın Kitaplar Yayınevi, Çocuk ve Gençlik edebiyatı alanında tıpkı yetişkin kitaplarında olduğu gibi yeni bir atılımın içinde. Kalitesinden ödün vermeden arayışlarına devam ediyor. En iyiyi yakalamak belki çok zor, ama kişiler gibi firmaları da ayakta tutan yılmadan, yorulmadan, umut ederek arayışını ve varlığını sürdürmek.
Yaşamda varoluş amacınız bilgilendirmek, aydınlatmak, eğlendirmek, heyecanlandırmak, mutlu etmekse, Altın Kitaplar 59 yıldır bunu yapmaya devam ediyor...