“İnsan hem olduğu yeri sevip hem de niye gitmek ister?” “Çünkü gençsin ve görmek, tanımak, istiyorsun.” Bir süre bakışlarını ufuk çizgisine dikti Kubilay Bey. “Hayat...” dedi sonra. “İnsan gençken merak ediyor. Kocaman bir dünya var ve onu bilmek istiyor.” “Aslında biraz da korkuyorum,” dedi Bahar. “Korkun, orada seni nelerin beklediğini bilmemenden. Ama çekiciliği de buradan gelir zaten.” “O zaman...” “O zaman gitmeli!” dedi Kubilay Bey, işaretparmağıyla denizi göstererek. “Gitmezsen aklın hep orada olur.” Usulca akan zamanın, hayata karışmadığı bir kıyı kasabası. Kaçmış, saklanmış, vazgeçmiş, kabullenmiş insanlar. Bir gençler telaşlıydı, bir de kuşlar. Bahar’a gelen mesaj, sakin suları dalgalandırdı. Yaşamın peşinden koşarken elini kim tutacaktı? Ödüllü şair ve yazar Çiğdem Sezer, göç etmiş bir ailenin ekseninde, günümüz Türkiye’sine odaklanıyor. İncelikli şiir dilini romanlarına taşıyan yazar, genç kalplere ve hayallere özenle dokunuyor. Hayatlarına yön vermeye çalışan dört gencin yaşadıklarını, umutlarını, karşılaştıkları sorunları dillendiren roman, cesareti ve her şeye rağmen devam etmeyi anımsatıyor. (Tanıtım Bülteninden) Hamur Tipi : 2. Hamur İlk Baskı Yılı : 2017 Baskı Sayısı : 1. Basım Sayfa Sayısı : 148 Ebat : 12 x 18 Medya Cinsi : Ciltsiz ISBN: 9786059405386
On sekiz ya da 18,
rüştümüzü ispatladığımız yaş ya hani;
ON8 ise biraz farklı...
O da rüştün ispatı belki ama yalnızca
edebiyat okuru olmakla ilgili bir şey ON8, Edebiyat okurunun rüştüne erdiği an, belki.
İlle de on sekiz yaşında olmak gerekmez burada. On beş de olur yirmi beş de... Olay şu ki, artık ne bir okul var tepemizde bizim için kitap seçen, ne de bir sistem “onu oku, bunu okuma” diyen. Varsa bile hâlâ, tek başına her şeyi belirlemeyen, belirleyemeyen.
Çünkü edebiyat okuruyuz artık,
kendi kararını kendi veren.
Cepte biraz para ya da kütüphane kartı,
gözlerimiz raflarda, kitaplıklarda, arkadaş odalarında,
internette, kataloglarda...
Sadece bize bağlı neyi okuyup neyi okumayacağımız.
Ve ON8 girer devreye; isteyene.
ON8 demek, yeni seçenekler demek. Yeni okumalar, yeni konular, yeni anlatımlar demek.
“Genç” deyip geçilenler, dertli görülüp uzak durulanlar, hatta “zor” diye üzerine gidilmeyenler,
korkulup da kenara atılanlar demek...
Bazen de yalnızca bir soluklanma, farklı bir bakış, yeni bir ses, kendi başına kalma ya da enine boyuna tartışma...
Farklı bir nefes demek...
ON8, nihayetinde edebiyat demek...
Özellikle gençle buluşmayı seven bir edebiyat, belki... ON8, gençliği anlatan edebiyatı seven
herkes için edebiyat demek...
Sana, bana, size, bize, onlara...
Okurlara, yazarlara, hem genç olanlara
hem de “genç”e dair olanı unutmayanlara...